• Inbusiness Dergisi Nisan Sayısı

01.04.2024

Inbusiness Dergisi Nisan Sayısı

Başta Bingo, Familia, Papia, Molfix, Molped, Evony olmak üzere 49 markasından en az biriyle Türkiye’de hemen hemen her eve giren Hayat Holding, bugünlerde yepyeni bir sektöre yaptığı yatırımla gündemde. Türkiye’nin ilk lisanslı dijital bankası Hayat Finans’ı kuran Holding, sadece Türkiye’de değil uluslararası yatırım çevrelerinde de dikkatleri üzerine çekti. Zira Holding’in ağaç ürünleri, hızlı tüketim ve son dönemde portföyüne eklediği deniz taşımacılığında olduğu gibi 2000’li yılların başından bu yana fırsat kolladığı finans sektöründe de iddialı hedefleri var.  Hayat Holding İcra Kurulu Başkanı M. Avni Kiğılı, Hayat Finans’ın BDDK’nın tam 25 yıl sonra ilk kez bir Türk şirketinde bankacılık lisansı vermesiyle başlayan yolculuğunu, daha şimdiden global bir markaya dönüştürmek üzere kurgulamış durumda.

 

Bugün 100’den fazla ülkeye ihracat yapan, 17 ülkede 44 üretim tesisi ile 2023 yılında 4 milyar doların üzerinde bir cirosu olan Hayat Holding, hızlı tüketim sektöründe Hayat; ağaç bazlı panel sektöründe Kastamonu Entegre; liman işletmeciliği ise Limaş’ın öncülük ettiği 67 şirket ve 20 bini aşkın çalışanıyla global bir oyuncu. Dünyanın dördüncü bebek bezi üretici olarak Amerika ve Japon şirketlerinin ensesinde soluğu hissettirecek kadar iddialı olan grup, Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Afrika’nın en büyük temizlik kağıdı üreticisi ve hızlı tüketim sektöründe önemli bir oyuncusu. Ahşap bazlı panel sektöründe ise dünyanın en büyük 4’ünü üreticisi. Dahası bu pozisyonu ileriye taşımak için son 5 yılda (2024 dahil) 2.1 milyar dolar yatırım gerçekleştirildi. Durumu “Çok ciddi yatırım dönemindeyiz.” Şeklinde özetleyen Kiğılı, “Bulunduğumuz her ülkede Pazar payı olarak ilk üçteyiz. Dünyanın her hanesinde bir Hayat ürünü olmasını hedefliyoruz, istiyoruz. Ve imkanlarımız var oldukça bunları insanlarla paylaşmayı hayal ediyoruz.” diyor.

 

Hayat Holding’in yenilenebilir enerji – ki sadece geçen 2 yılda güneş enerjisine 100 milyon dolar yatırım yaptılar- ve çevre dostu uygulamalar için “Bütün bular insan olmanın doğal sorumluluğu” diyecek kadar sürdürülebilirliği benimseyen Kiğılı’nın şu sözleri de globalde yakaladıkları başarının sırlarını ortaya koyuyor: “Bizim şirketlerimizde öne çıkan üç ana değer var; girişimcilik, cesaret, cesaret ve azim. Kimi üreticilerin küçümsediği pazarlara kaliteyi getirerek başarıyı yakaladık. Bulunduğumuz hiçbir ülkede kendi evimizde kullanmayacağımız bir ürün üretmedik.”

 

Yeni kurduğu Hayat Finans’la faaliyet alanını ve global stratejisini daha da genişleten Ani Kiğılı, Hayat Holding’in finans ve gemi taşımacılığı dahil bulunduğu tüm sektörlerdeki yeni Pazar arayışlarına, yeni yatırım planlarına, sürdürülebilirlik hedefleri ve kişisel yaşamına ilişkin tüm sorularımıza içtenlikle cevap verdi.

 

2023 sizin için nasıl bir yıldı? Grup olarak seneyi nasıl tamamladınız?

İnsanlık namına zor bir dönemden geçiyoruz. Büyük imtihanlar var. Bir olmanın, birlik olmanın çok daha önemli olduğu bir dönemdeyiz. Biz de yaşadığımız deprem felaketinde kendi üzerimize düşeni yapmaya çalıştık.Herkesin de bu konudaki içten çaba ve iyi niyetini gördük. Grup olarak değerlendirecek olursak 2023 ve 2024 yılı çok zor iki sene. Küresel end-flasyon ve pandeminin etkilerini ekonomiye yansımalarının en çok hissedildiği yıllar. Grup olarak bu süreçte de yatırımlarımıza yoğun olarak devam ettik. Tabii farklı coğrafyalarda, farklı sektörlerde faaliyet alanlarımızın olması ekonomik dalgalanmalardan çok daha az etilenmemizi sağlıyor. Yani risk elbette bizim için de geçerli ama sepetlerimiz farklı. Özellikle paranın az gelişmiş ülkelerden Amerika’ya kaydığını bu dönemde bizi de faaliyet gösterdiğimiz az gelişmiş ülkelerde sıkıntılar oldu. Merkez bankaları ithalata döviz veremedi. Şimdi faizlerin global ölçekte yılın ikinci yarısı itibariyla geri gelmesini bekliyoruz. Türkiye de bu ülkelerden bir. Öte yandan biz hedeflerimize yakın değerlerle 2023'ü tamamladık. Pandemiyi de içine alan son beş yılda­ holding bazında 2,1 milyar dolar yatırım yaptık. Hedefimizin üzerin­de bir yatırım performansı ile çıktık. En önemlisi, Türkiye'nin ilk lisanslı di­jital bankası Hayat Finans'ı kurarak hem yeni bir sektörün doğuşuna ön­cülük ettik hem de grup olarak yeni bir sektöre giriş yaptık.

 

2024'e ilişkin proje ve hedeflerinize gelirsek bu yıI, en büyük yatırımınız Hayat Finans sanırım. Heyecanla bahsettiğiniz süreç nasıl işledi, bu sektöre girmeye nasıI karar verdiniz?

Hayat Finans, Türkiye'nin ilk lisanslı dijital bankası ola­rak faaliyete başlıyor. Türkiye'de bu anlamda ilk lisansı alan kuruluş biziz. Hayat Finans’ın faaliyete başlamasıy­la birlikte Türkiye'de şubesiz bankacılık dönemi resmen başlamış oldu. Üç yıl önce dijital banka kurmanın alt limiti 1 milyar lira sermaye idi. Biz ise 1,5 milyar TL kuruluş sermayesi ile bu işe koyulduk. Şube giderleri başta olmak üzere geleneksel bankaların katlanmak zorunda olduğu büyük maliyet kalemleri bulunmuyor. Bu alanda sağladığımız maliyet avantajını müşterilerimize yansıtacağız ve hiçbir temel bankacılık hizmetinden masraf alamaycağız. “Şube yoksa masraf yok, masraf yoksa fayda çok” diyoruz. Bu, çok önemli. Tüketiciler daha hesaplı finansmana erişecekler. Mudilerimiz daha yüksek kar payı alabilecekler. Biz bireysel bankacılığın yanı sıra ekonominin lokomotifi KOBİ’lere önem vereceğiz. Onların da dijital dönüşümlerini tamamlamayı hedefliyoruz. Ekonomi ve üretimin devamlılığı için ana akslarımızıdan biri küçük girişimleri desteklemek, mikro finansman vermek olacak çünkü Hayat Finans aynı zamanda bir katılım bankası. “Birlikte kazanıp, birlikte paylaşmak” ilkesini benimsiyoruz. Normalde konvansiyonel bankalar size bir bildirim ile düşük faiz oranı üzerinden bir kredi sunar, ihtiyacınız varsa gider alırsınız. Yani marketteki bir ürün gibidir, almayackasınızdır belki ama görünce alırsınız. Tabii bu da sizi alışverişe teşvik eder. Ancak katılım bankacılığının en büyük hususiyeti enflasyonla mücadele eder. Bir ihtiyacın yoksa, bir alışverişin yoksa sana para veremez. Çünkü mutlaka bir alışverişi finanse etmek zorundadır.

 

Mevcut faaliyet alanlarınızdan oldukça farklı, sizin için yepyeni bir sektör olan bankacılık sektörüne ilişkin hedefleriniz neler?

Türkiye’de bankacılık alanında kitleler aradığını tam bulamıyor. Evet, teknolojiyi iyi kullanıyoruz ancak bankacılık hizmetlerinden memnun değiliz. Finansal hizmetlere erişimin kolaylaştığı günümüzde daha önce banka hesabı olmayan milyonlarca müşteriyi sisteme dahil edebiliriz. Türkiye’de herhangi bir banka hesabına sahip olamayan yani finansal sistemde olmayan nüfus oranı yüzde 26. Bu her dört kişiden birinin bankacılık sistemine dahil olmadığı anlamına geliyor. Dijital bankaların kurulması finansal kapsayıcılığı arttıracak, tabana yayacak. Bankacılık alanında Türkiye’nin ilk dijital bankası olarak bir zihinsel dönüşüm başlatacağız Bunun liderliğini üstleneceğiz ve işimizi ülkeimzde iyi yapıp önümüzdeki dönemde global banka olmayı planlıyoruz.

Toparlanmayı 2025’te hissedeceğiz

Ülke ekonomisini dünyadan bağımsız düşünemeyiz. Enflasyonist ortam sadece Türkiye’ye özgü değil. Dünya da bu rüzgarın etkisi altında. Dünya ekonomisi 2022’nin 2. çeyreği iyibarıyla pandeminin etkilerini yaşamaya başladı ve 2023 yılında bu etkiyi ciddi anlamda hissettik. Tabii buna ilave olarak doğal afetler, savaşlar, küresel enflasyon hem ülkeleri hem piyasaları etkiledi. Buna rağmen Türkiye ekonomisi 2023 yılını yüzde 4,5 oranında bir büyümeyle kapattı. 2024 daha zor bir yıl olacak. Senenin ikinici çeyreğinde bir toplarlanma süreci başlayacak ama bu toparlanmayı 2025’te hissedeceğiz.

 

 

 

Bu seneye ilişkin başka hangi yatırım planlarınız var?

Hayat Kimya ile biri Rusya'da diğeri Mısır'da olmak iki te­mizlik kağıdı tesisimiz 2024'te faaliyete başlayacak. Yeni ülke araştırmalarımız devam ediyor. Yakında karar aşamasına geleceğiz ancak Afrika kıtasında olacak. Türkiye’de ise belirli kategorilerde kapasite artırımına gideceğiz. Deterjan kategorisinde ek tesis yatırımı yapacağız. Aynı zamanda tüm tesislerimizde modernizasyon yatırımlarımız devam ediyor. Kastamonu Entegre tarafında hedefimiz mevcut pazarlarda gücümüzü arttırmak. Sektördeki yeni fırsatları değerlendireceğiz. Öte yandan denizcilik sektöründe, deniz taşımacılığına adım attık. Grubun kuru yük taşıma ih­tiyacı bunu vesile kıldı ve yeni bir şirket kurduk; Fiber De­nizcilik. Çok yeni bir yatırım olduğu için sektörü tanıma evresindeyiz. Bugün itibarıyla üç gemimiz var, dördüncü gemi haziran ayında denize indirilecek. Beşinci geminin inşa çalışmaları da başladı. Çok dinamik bir sektör, iniş çıkışları oldukça sert. Ancak her daim olacak bir iş kolu, o nedenle bu sektörde büyümeyi hedefliyoruz.

 

Holding büyüklüğü ile devam edelim. Kaç üretim tesisi, kaç çalışan ile faaliyetlerinizi sürdürüyorsunuz? Halihazırda kaç markanız var?

87 yıllık tecrübemiz ve yüzde yüz yeri sermayemiz ile Türkiye’nin global arenada söz sahibi gruplarından biriyiz. Dünyada 17 ülkede en son teknolojiye sahip 44 üretim tesisimiz ve satış ofislerimiz ile 67 şirketimiz var. Çalışan sayımız 20 binin üzerinde. Dünya çapında 49 Türk markamızı 100’den fazla ülkede milyarlarca tüketiciyle buluşturuyoruz.

 

İhracat konusunda mevcut durumunuz nedir? İhracatta 2024 ve yakın gelecek hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?

Dünyanın pek çok ülkesinde operasyonlar yürütüyor; aktif üretim ve ihracat yapıyoruz. Bizim sektörümüz ihracatta 'mobilya, kağıt ve orman ürünleri’  olarak geçiyor. Bu kategoride Türkiye ihracat sıralamasında, birinci Hayat Kimya, ikinci Kastamonu Entegre’dir. Çoğu tesisimiz bir üretim hub’ıdır. Çevre ülkelere buradan ihracat yaparız. Ancak en nihai hedefimiz pazarın kendisinde yapılanmak. Hızlı tüketim şirketimiz Hayat, Türkiye’nin en büyük 52. ihracatçısı konumunda. Grubun Türkiye’den toplam ihracat rakamı ise 815 milyar dolar.

 

Dünyanın dördünü büyük bebek bezi üreticisi, Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Afrika’nın en büyük temizlik kağıtları üreticisiniz. Afrika konumuna getirmeyi düşündüğünüz başka coğrafyalar var mı? Kızıldeniz’de yaşanan sıkıntılar, ihracatınızı nasıl etkiliyor?

Biz dünyayı bir bütün olarak görüyoruz. Odağımıza aldığımız pazarlar çok uluslu şirketler tarafından küçümsenmişti. Biz ise globalleşme rotamızı bu bölgele göre belirledik. Yeni ülke araştırmalarımız devam ediyor. Yakında karar aşamasına geleceğiz ancak Afrika kıtasında olacak. Aynı zamanda tüketici grubunda Güney Asya’daki varlığımızı güçlendirmeyi, bölge geneline yayılmayı hedefliyoruz; Filipinler, Myanmar, Endonezya, Hindistan hatta Çin radarımızda. Dünyadaki ekonomik ve siyasi gerilimler elbette dış ticareti etkiliyor. Kızıldeniz’deki güvenlik sorunu sadece ihracatı değil, hammadde tedarikimizde hem navlun maliyetlerini hem de teslim süresini arttırdı. Yaklaşık 30-75 gün arası gecikmelere neden oldu. Hatlar plansız şekilde transit limanlarına uğramak durumunda kaldılar, rotalarını değiştirdiler, yüklerini konsolide edip bekleme süresini uzattılar. Mart ayı itibarıyla, alternatif liman çıkışlı hub’lar oluştu. Bu sayede terminlerdeki belirsizlik azaldı, yol süreleri öngörülebilir olmaya başladı. Tabii bu hatlardaki navlunlar öncesine oranla üç ila dört kat arttı. Biz bu süreçte intermodal (kara-deniz-kara-deniz-tren) nakliye çözümleri ürettik. Bu çözümleri acil yüklemelerimiz için kullandık. Bölgesel ve yerel tedarikte alternatiflerimizi harekete geçirdik. Tüm konteyner hareketlerimizi merkezden izlemeye başladık. Ancak kirizin kolay çözüleceğini düşünmüyorum, etkilerini yıl sonuna kadar hissetmeye devam ederiz.

 

Mevcut markalar özelinde yeni plan ve projeleriniz var mı?

Marka operasyonlarımız tabi ki ağırlıklı olarak tüketici grubunda. Ev bakımda Bingo, bebek bakımda Molfix, kadın bakımda Molped, temizlik kağıtlarında Papia, Familia ve kişisel sağlıkta Evony gibi tüketicinin teveccüh gösterdiği çok güçlü 16 markamız var. Bu markalarımız bulunduğu pazarlarda tüketicilerin ilk üç tercihinden biri. Biz odağına tüketicisini alan bir şirketiz. Yaptığımı detaylı tüketici araştırmaları ile onların ihtiyaçlarını anlayarak inovatif ürünler geliştiriyoruz. Aynı zamanda beklentilerini karşılayarak markamızın algısını da sürekli yükseltmeye çalışıyoruz. Bulunduğumuz tüm kategoriler hılzlı yenilik ihtiyacı duyulan kategorilerdir. Dolayısıyla bundan sonra da inovasyonu odaklı büyümeye devam edeceğiz. Deterjan kategorisinde bulunmadığımız ürün gruplarına girme kararı aldık. Bingo markamızla yakın zamanda ıslak yüzey havlusu kategorisine girdik. Cezayir ve İran’da sıvı sabun pazarın giriş yapıyoruz. Pandemi döneminde Sholk markasıyla evcil hayvan bakım kategorisine girmiştik. Burada da portföyü genişletmeyi planlıyoruz.

 

Hayat Holding’in liman işletmeciliği alanında faaliyet gösteren şirketi Limaş’tan bahsedelim biraz da. Holding’e bağlı üretim tesisleri olmak üzere pek çok sektöre tedarik zinciri ihtiyaçlarında lojistik ve depolama çözümleri sunuyorsunuz. Limaş tarafında mevcut düzende şu anda neler yapılıyor, yeni fikirler, planlar var mı?

Limaş Liman İşletmeciliği A.Ş. firamamız Kocaeli Körfezi’nde yer alıyor, ülkemizin önemli ihtiyaçlarından olan sıvı yük liman hizmeti ve depolama hizmeti veriyor. Limanımızda yaklaşık 2 milyon ton yük tahmil ve tahliye ediliyor. Sıvı kimyasal depolama kapasitemiz mevcutta 212 bin m3 olup, bitirmek üzere oluğumuz yaklaşık 800 milyon TL’lik, 56 bin m3 lük ilave kapasite artışımızla limanımızın kapasitesi toplam 268 bin m3 olacak. Yani yüzde 25 oranında kapasite artışı yapacağız. Limanımız sıvı kimyasal yükte bölgesinin en fazla yük hareketi olan liman sertifikasına sahip olup, aynı zamanda çevre dostu ödüllü bir liman. Operasyonlarımızda sürdürülebilir çevre yönetimi kapsamında atıklarımızı ve emisyon kaynaklarımızı azaltıyoruz. Bu kapsamda liman operasyonlarında kullanmış olduğumuz tüm araçlarımızı elektrikli araçlara dönüşümünü sağladık, ayrıca kimyasal madde depo tanklarımızda emisyon önleyici zeolit kimyasal malzeme içerikli filtrelerini kullanıyoruz. Kara tanker dolumunu da kapalı dolum sistemi ile gerçekleştirerek limanımızda sıfır emisyonu hedefliyoruz.

 

Genel olarak sürdürülebilirlik ve çevre güvenliği yatırımlarınızdan da bahseder misiniz? Bu konuda yılda ayırdığınız bütçe ne kadar?

2023 yılında başlattığımız yenilenebilir enerji yatırımlarını önümüzdeki iki yıl içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz. Son iki yılda bu alana 100 milyon doların üzerinde yatırım yaptık. Kastamonu Entegre tarafından güneş enerjisi ve biyokütleye odaklanıyoruz. Hayat Kimya tarafında ise güneşin yanı sıra atık ısıdan elektrik üretimi ve yapay zeka entegrasyonu geçişlerimizi tamamlayacağız.  Hayat Kimya’da enerji ihtiyacımızın tamamını kendimiz karşılayabiliyoruz. Kastamonu Entegre’de ise yatırımı tamamlanan ve planlanan enerji yatırımları sonucunda üretilen enerjinin yüzde 65 tüketimi karşılama oranına ulaşmasını hedefliyoruz. Üretim süreçlerimizde sık kullanılan su tüketimini istikrarlı şekilde azaltıyoruz. Temizlik kağıtlarında sektör normlarından dört kat daha az su tüketerek üretim yapıyoruz. Yer altı su kaynaklarını yüzde 50 daha az kullanıyor, atık su miktarını günden güne azaltıyoruz. Global üretim tesislerimizde “ Yerinde üret, yerinde tüket” yaklaşımıyla hareket ediyoruz. Diğer taraftan, Kastamonu Entegre tarafında şu çok önemli; dünyada sadece ahşap bazlı ürünler karbon yutağı imkanı sağlıyor. Yani ahşap bazlı ürünler, ham maddesi yenilenebilir tek ürün. Ancak tüm bu çalışmalar, kitlesel bir hareket değil. Biz sürdürülebilirlik kavramını sadece bir iş modeli olarak değil, vicdani ve ahlaki bir sorumluluk olarak görüyor, hayata iyi bakmayı taahhüt ediyoruz.

 

Ekoloji okuryazarlığı programınızdan bahseder misiniz? Proje ne durumda?

Hayata iyi bakmayı toplumun her katmanında doğru bir şekilde anlatır, projeler yaparsak o zaman asıl katkıyı yaparız.  Bu noktada sermayenin olduğu şirketlerin, yöneticilerin bakış açısını değiştirmek lazım. Evet, sanayi olarak enerjimizi, suyumuzu, atığımızı vs yönetmeliyiz. Ancak bunu kitlesele nasıl dönüştürürüz, buna odaklanmalıyız. “Hayata İyi Bakarız Ekolojik Okuryazarlık” projemiz bu anlamda kıymetlidir.  Milli eğitim Bakanlığı işbirliği ile ilkokul 3. Ve 4. Sınıf öğrencilerine yönelik gerçekleştirdiğimiz bu eğitim programı kapsamında şu ana kadar 20 ilde 60 bin öğrenciye ve veliye ulaştık. Bu program ilkokul seviyesinde müfredatın kazanımları ile uyumlu ilk iklim bilinci eğitim programıdır. Ne zaman ki, gelecek nesillerin iklim duyarlılığı konusunda zihinsel dönüşümüne yatırım yaparız, işte ancak o zaman sürdürülebilir bir dünyadan bahsedebiliriz.

 

İNOVASYON VE AR- GE’YE AYIRDIĞINIZ PAY NEDİR? BU ALANDA YAPTIĞINIZ YATIRIM VE ÇALIŞMALARI ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?

İnovasyon bizim lokomotifimiz. Hayat Kimya tarafındaki ARGE merkezimiz bulunduğumuz tüm ülkelerdeki tüketicilerin ihtiyaçlarına özel ürünler geliştiren bir inovasyon merkezidir. Sektörün en iyi AR-Ge merkezine sahibiz.  %60’ı kadın bilim insanlarından oluşan 135 kişilik bir ekibimiz var. Çok sayıda ulusal ve uluslararası akademik kuruluş ile iş birliği içerisindeyiz. Burada yeni hammadde çalışmalarından, yeni ürün formüllerine, yeni ambalaj geliştirilmesine kadar pek çok çalışma yapılır. Biz aslında bu merkezden fikir ihraç ediyoruz. Mesela Vietnam’daki bir anne bebeği için nasıl bir bebek bezi istiyor, oradaki trendler nedir, bunlar detaylıca araştırılıp o bölgeye özel inovasyon çalışması yapılır ve ürün geliştirilir. Ya da Cezayir’deki şebeke suyu testlere tabi tutulur, ona göre deterjan geliştirilir. Standart bir formülü tüm dünyaya sunmayız. Kastamonu Entegre ise inovasyon çalışmaları ile sektöründe bir referans noktası haline gelmiştir. Teknopark İstanbul’daki Ar-Ge merkezimizde şu an 50 kişilik bir ekiple çalışmalarımıza devam ediyoruz. Döngüsel çözümlere (recycle malzeme kullanımı gibi) ve bio bazlı ürünlere odaklanıyoruz. Bu süreçte yerli yabancı akademik kurumlar, üniversiteler, startuplar ve devlet kurumları ve Avrupa Birliği işbirliği içerisinde projeler geliştiriyoruz. Kastamonu Entegre, Avrupa Komisyonunun oluşturduğu biyo bazlı endüstriyel girişimine Türkiye’den katılan tek şirkettir. Türkiye'nin fosil bazlı kimyasal içermeyen ilk ağaç bazlı paneli Pureboard’ı geliştirdik. Türkiye İhracat Meclisi’nin (TİM) düzenlediği İnovaLİG’de 2019’dan bu yana üç kez üst üste ilk üçte yer aldık. 2023 yılında ise “İnovasyon Stratejisi” kategorisinde birincilik ödülünün sahibi olduk.